Tarla Sınırları Düzenlenerek Üretim Arttırılacak

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarımda üretim kaybına neden olan tarla sınırlarına neşter vuruyor. Bu alanlar iyileştirilerek TOPLAM 5.663.319 hektar alanın ekilebilir hale getirilmesi hedefleniyor.

Türkiye’de kan davalarına neden olan tarla sınırları, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından, tarımda verimin ve üretimin önündeki engellerden biri olarak görülüyor. Bakanlık, hazırladığı projeyle tarla sınırlarını kaldırarak tarımda üretimi, verimi artırmayı ve arazi kazanmağa çalışıyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de çok parçalı yapı arzeden tarı msal arazilerde, sınırları kaldırarak ölçek büyüklüğünü artırmayı ve arazi kazanmayı amaçlayan “Hudutsuz, Ürün Köy Projesi”ne ilişkin bilgi verdi.

Türkiye’de Miras Kanunu’yla tarım arazilerinin nesilden nesile bölünerek küçüldüğünü ve ölçek büyüklüğünü kaybetmenin yanı sıra atomize olarak (küçük parçalara bölünerek) tarım dışına itildiğini anlatan Mirmahmutoğulları, bu durumun sürdürülebilir olmadığını kaydetti. Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin tarımın önündeki en büyük sorun olduğunu belirten Mirmahmutoğulları, tarım arazilerinin bölünmeye devam ettiğini, bu bölünmenin önüne geç erek tarımsal arazileri birleştirici projeler uygulanması gerektiğini söyledi.

1995 yılından bu yana 2 milyon hektar arazinin atomize olarak tarım dışına çıktığını bildiren Mirmahmutoğulları, tarım arazilerinin daha fazla küçülmesini önlemek ve Miras Kanunu’nu değiştirmek için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini belirtti.

Toplulaştırma çalışmalarına da değinen Mirmahmutoğulları , 1961-2002 yılları arasında 445 bin hektar alanda, 2002-2011 yılları arasında 2,4 milyon hektarlık alanda toplulaştırma çalışması yapıldığını belirtti. Toplulaştırma tamamlanıncaya kadar tarım arazilerinin bölünmeye devam edeceğini ve işletme başına ortalama 59 dekar olan tarım arazisinin daha da küçüleceğini belirten Mirmahmuoğulları, “toplulaştırma çalışması ülke genelinde tamamlansa, Miras Kanunu değişse bile tarımdaki bu sorunu çözemeyeceklerini, ortalama 59 dekarlık tarım işletmeleriyle Türkiye’nin ne kendi gıda ihtiyacını karşılayabileceğini ne de ihracatçı bir ülke olabileceğini” söyledi.

-“SINIRLAR, YOLLAR KALKTIĞINDA ARAZİ YÜZDE 10 BÜYÜYECEK”-

Mirmahmutoğulları, Türkiye tarımındaki bu kısır döng üyü çözmek ve ölçek büyüklüğünü artırmak için çalıştıklarını, bu çerçevede “Hudutsuz, Ürün Köy Projesi”nin ortaya çıktığını kaydetti.
Türkiye’de tarım arazilerinde tapu kadastro çalışmalarının tamamlandığını, herkesin arazisinin belli olduğunu bunun da “Hudutsuz, Ürün Köy Projesi”nin en büyük dayanağını oluşturduğunu ifade eden Mirmahmutoğulları, şöyle konuştu:

“Hudutsuz, Ürün Köy Projesi’nin ana mantığı şu: Madem üreticilerimizin arazileri tapulu o halde sınırları kaldıralım. Sınırlar kaldırıldığında çok ciddi bir arazi kazanımı olacak. Hudutları, yolları kaldırınca araziler yüzde 10 oranında büyüyor. Herkes kazanıyor.

Uygulama şöyle olacak, mesela birleştirilen arazinin 100 dekar olduğunu düşünelim. Bir üreticinin 10 dekar arazisi varsa sınır ve yollardan bu miktara göre faydalanacak. Eğer arazisi 20 dekarsa faydalanma oranı da artacak. Yollar ve sınırların dahil edilmesiyle üreticilerin arazileri de büyüyecek ve elde edilen üretimden de artırılmış arazi üzerinden pay alınacak. Yani üretici tapudaki arazi oranında değil, yol ve sınırlar dahil edildiğinde artırılmış arazi üzerinden mahsulünü alacak.
Araziler, şirket veya kooperatif mantığı içerisinde işletilecek. Sözleşmeli tarım da yapılabilir. Neticede bu sistemin kaybedeni yok. Çiftçimiz bundan kazançlı çıkacak. Çünkü arazi miktarları artacak. Proje kapsamındaki arazilerde modern tarım yapılacak. Sisteme dahil arazilerin iklim ve topografik verileri ortaya konularak modern tarım gerçekleştirilecek.

Arazi yapısı ortaya konulduktan sonra uygun ürün deseni oluşturulacak. Arazi altyapısı belirlendikten sonra üreticiler ülke ve dünya pazarına uygun üretimde bulunacaklar. Böylece ürünlerin pazarlamasındaki sıkıntı da ortadan kaldırılacak.”

Projenin uygulandığı yerlerin ürünleri işleyen sanayici için cazibe merkezlerine dönüşeceğini ifade eden Mirmahmutoğulları, sanayicinin kaliteli hammaddeye kolay ulaşacağını, girdi maliyetlerinin düşeceğini, ürünler daha ucuza mal edileceğini, bu durumdan tüketicinin de olumlu etkileneceğini anlattı.

-73 TRAKTÖR YERİNE 20 TRAKTÖR…-

Projeyle tarımsal mekanizasyon anlamında da önemli oranda tasarruf sağlanacağını kaydeden Mirmahmutoğulları, Türkiye’de 1 milyon 300 bin traktör bulunduğunu, bu rakamın sürekli arttığını söyledi. Gelişmiş ülkelerde 20-22 sıralı pulluk, Türkiye’de ise 3-4 sıralı pulluk kullanıldığını anlatan Mirmahmutoğulları, ölçek büyüklüğü fazla olduğunda aynı yakıtla 3-4 kat daha fazla iş yapılabildiğine işaret etti.
Projeye ilişkin Denizli, Adıyaman ve Aydın’da çeşitli çalış malar yaptıklarını bildiren Mirmahmutoğulları, “Denizli’de ortalama parsel büyüklüğü 1,1 dekar olan bir köyde 73 traktör kullanılıyor. Projeyle arazi hudutları ve yolların kaldırılması durumunda 73 yerine 20 traktör kullanılacak. 3-4 sıralı pulluk kullanılması halinde bile 20 traktör yeterli olacak, 6-7 sıralı pulluk kullanılması durumunda traktör sayısı daha da aşağıya çekilebilecek” dedi.

Arazilerin miras yoluyla bölünmesinin önüne geçmek için Miras Kanunu değiştirilse bile sadece arazi bölünmesinin engelleneceğini yineleyen Mirmahmutoğulları, “Kötü olan mevcut durumun önüne geçilemeyecektir. Bu kötü durumun üstesinden gelebilmenin tek yolu Hudutsuz, Ürün Köy Projesi’ni uygulamaktır” görüşünün altını çizdi.

AB’nin tarım arazilerinin parçalanmasını önlemek için 1959’dan bu yana 40-45 milyar avro harcadığını, ilk olarak işletmeleri ölçek büyüklüğüne taşıdığını, sonra verimliliği artırdığını anlatan Mirmahmutoğulları, “İşletmeleri ölçek büyüklüğüne taşıyamazsak verimliliği artırmamız mümkün değil” dedi.

Projenin hangi aşamada olduğu sorusu üzerine Mirmahmutoğulları, projenin öncelikli olarak tarımla ilgili sivil toplum örgütü ve üreticiler tarafından benimsenmesi gerektiğini söyledi. Mirmahmutoğulları, “Sözleşmeli tarım ve kooperatifleşmenin önünün açılması gerekli. Örneğin, proje yürütücü şirketlere vergi muafiyeti getirilebilir. Bakanlık olarak bu tür birleşmelerin önünü açacak destekleme modelleri uygulayabiliriz. Bu model, soruna sistematik çözüm getiriyor” diye konuştu.

-PROJEYE UYGUN ALANLAR-

Proje çerçevesinde için sadece sulu mutlak tarım arazilerinin seçildiğ ini kaydeden Mirmahmutoğulları, bu çalışmaya özellikle tohum yetiştiriciliği gibi önemli ürünlerin yetiştirilmesi ile başlanmasının önerildiğini, bu nedenle sulanan alanların seçildiğini ifade etti.

Mirmahmutoğulları’nın verdiği bilgiye göre, projeye uygun alanların illere göre dağılımı şöyle:

İl Ekilebilir Alan (Hektar)
————— ————————
Konya 532.538
Şanlıurfa 451.074
Adana 344.947
Ankara 327.663
Aksaray 186.524
Kayseri 171.39
Kırşehir 163.28
Yozgat 161.321
Afyon 157.829
Diyarbakır 157.09
Balıkesir 129.334
Kahramanmaraş 120.317
Aydın 119.385
Çorum 112.577
Sivas 111.639
Kırıkkale 110.57
Samsun 105.011
Diğer İller 2.200.821
TOPLAM 5.663.319

AA

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.