Başın Öne Eğilmesin!

Hikayeme başlamadan önce belirtmek isterim ki sadece içimden geldiği şekilde yazıyorum herşeyi. Bu güne kadar yaşamış olduğum zorlukları ince bir sitemle göstermek istiyorum sizlere.

Bir ülke düşünün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı, dünyanın önde gelen tarım ülkelerinden biriyken tarımda dışa bağımlı hale getirilmiş. Bir ülke düşünün ki kendi arazilerinde üretebileceği buğdayı ithal eder hale gelmiş. Hiç bir tarım politikasının kabul edemeyeceği gerçekler bunlar. Neyse gel gelelim bu ülkede tarıma ve tarıma gönül vermiş insanlara verilen değere… (Tarım diyorsam sadece bitkiler anlaşılmasın içerisinde hayvancılığın, arıcılığın, balıkçılığın olduğu koskoca bir gemi aslında tarım kelimesinin kökeni.) Tarım yıldan yıla dışa bağımlı hale getirilmiş, tarıma gönül vermiş ben dahil bir çok meslektaşım işinden soğutulmuş… Benim binlerce nedenim oldu aslında gönül vererek başladığım bu işten gün be gün soğumama sebep olan. İş bilmez insanların sadece maddi güçle sizi aşağılamaya çalıştığı bir işte kaçınız çalışmak ister ki? Yaptığınız işe saygısı dahi olmayan iş verenlerin aşağılayıcı bakışları altında, küçük bir hatada çocuk gibi azarlandığı bir işte kaçınız çalışmak ister? Bin bir zorlukla bitirdiğiniz okuldan sonra “Tecrübeniz var mı?” diye saçma sapan bir soruyla karşı karşıya kaldığınızda kendinizi ifade etmeye çalıştığınız o 5 dakikayı kaç kişi yaşamak ister? Burası Türkiye. Başka bir ülke değil. Size tercübeniz yok diyen iş verenlerinize bir gün olsun buyurun araziye gidelim hangimiz daha tecrübeliyiz görelim deme şansınız var mı? Eminim ki bunu söylediğinizde bir çoğunuz o insanlardan çok daha deneyimli, çok daha bilgi dolu insanlar olduğunuzu anlayacaksınız. Çünkü ben yaptım. Bana tecrübesiz demeye çalışan iş verenimi araziye davet ettim ve tabiki de gelmedi. Sonuç malum ben yine tecrübesiz damgasıyla kaldım bir başıma. Şimdi size soruyorum arkadaşlar tıptan mezun olan bir doktora tecrüben var mı diye sorma cürreti gösterebilir misiniz? Neden birilerinin sizi bu şekilde aşağılamasına izin veriyorsunuz? Bizler de 2 ya da 4 senelik eğitim hayatımızda ki bir çoğumuz yüksek lisan da yaparak yeterli bilgi birikimine sahip oluyoruz. Tamam pratiğiniz yok denebilir buna hiç kimse birşey demez. Ama tecrübeniz yok demek siz 4 seneyi boşa geçirdiniz buyurun size iş öğretelim demekle aynı şey değil mi? Bu sitemler uzar gider. Ben söylerim ama dinleyen olur mu bu da bilinmez.

Gelelim ülkemize. Tarıma destek, hayvancılık ve bitkisel üretim desteği diye iki kulvara ayrılmış. İlk destekleme biçiminde kesimhaneye gönderilmiş küçük ve büyükbaş hayvanların küpe numaralarıyla destekleme alınmış, ikinci destekleme biçiminde ise dönüm başı verilen desteklemeler dağın taşın gelir kaynağı haline getirilmesine neden olmuştur. Devletin buradaki eksiği desteklemelerin doğru şekilde kaynağına ulaştırılıp ulaştırılmadığının kontrolünü sağlayacak bir mekanizmanın olmaması. Bu mekanizmayı sağlayacak olan kişilerin yani meslektaşlarımın işsiz olduğu bir ülkede kesilen hayvana ve dağ başını tarım arazisi gibi gösterip o araziye destekleme alabilirsiniz. Bunlar sizleri kötüye yönlendirmek için söylenmiş şeyler değil lütfen yanlış anlaşılmasın, bunlar dürüst ülkemin dürüst insanlarının yaptığı tarımsal faaliyetler!!!

Aslına bakarsanız yazacak çok şey var da sayfalar dolusu yazsak ne fayda… Bizler kendi ülkemize ve kendi insanımıza  karşı dürüst olmadıkça bu devran böyle gider… Bizleri yok pahasına çalıştırmak isteyen ya da pişkin pişkin diploma ya da belgelerimizi kiralamak isteyen insanlar utansın sizin başınız daima dik dursun…

 

Saygılarımla

Ziraat Mühendisi Hakan YAZAR

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.